Hannah Arendt 20. yüzyılın en ünlü politik düşünürlerinden biriydi. İlk eserini, Nazi Almanyası’nın yükselişinin etkisiyle akademik felsefe dünyasından uzaklaşmadan önce, henüz 23 yaşındayken vermişti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ismini iyiden iyiye duyurmuş ve fikirleri geniş çevrelerce tartışılır olmuştu.
Ölümünün üzerinden neredeyse yarım yüzyıl geçti. Fikirlerine belki de bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İlginçtir, 1948’de yayımladığı Totalitarizmin Kaynakları Trump ABD’sinde en çok satan kitaplardan biri olmuştu.
Yazar Samantha Rose Hill derinlikli biyografik detaylarla ördüğü bu çalışmasında arşiv belgelerinden, şiirlerden ve kişisel yazışmalardan yararlanarak, yaşama tutkuyla bağlı bir Arendt portresi çiziyor.
Yerinde yorumlar yapan, zengin biyografik detaylar sunan ve Arendt’in kişisel yazışmalarından faydalanan bu akıcı eser, Arendt’in düşünce dünyasına şekil veren deneyimleri keşfediyor. Böylece onun düşüncelerini de bir bağlama oturtuyor. Bu hâliyle, Arendt’in özellikle günümüzün politik atmosferini anlamak isteyenler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor bize.
— The Marx and Philosophy Review of Books
Büyüleyici bir biyografi. En çetin koşullar altında bile bağımsız düşünebilme kabiliyetini koruyabilmiş ender bir insanın hikâyesi.
— Metascience