Slav adının kökeninde “slovo”, yani “söz” kelimesi vardır. Bu ad, Slavların kendilerini en başından itibaren birbirini anlayan bir topluluk olarak gördüklerine işaret eder. Modern dilbilim de Slavları öncelikle bir “dil topluluğu” olarak kabul eder. Fakat yazılı tarih sahnesine çıktıkları altıncı yüzyıldan bugüne, Slavlar gerçekten yalnızca bundan mı ibaret olmuştur?
Doğu Avrupa Tarihi Profesörü Eduard Mühle, bu kısa ama yoğun çalışmasında işte bu sorunun izini sürerek Slavların tarih boyunca nasıl algılandığını ele alıyor ve göç hareketlerinden yerleşim düzenlerine, toplumsal ve ekonomik yapılardan ilk iktidar biçimlerine bu halkların yaşamlarından kesitler sunuyor. Mühle’nin çalışması, Slavların Orta Çağ’ın başlarından günümüze kadar Avrupa tarihindeki yerini ve dönüşen kimliklerini berrak bir dille özetleyen güvenilir bir rehber niteliğinde.
