800–1200 yılları arasındaki Avrupa sanatı, ortaçağın hem ruhunu hem de iktidar yapısını biçimlendiren güçlü bir görsel dil oluşturmuştur. Kilise mimarisi, heykeller, kitap süslemeleri ve değerli kült objeleri, yalnızca dini inancın değil, aynı zamanda siyasal meşruiyetin de taşıyıcısıydı. Sanatın hem Tanrı’ya adanmış bir hizmet olarak görüldüğü hem de bir iktidar aracı olarak işlevselleştirildiği bu dönemde kilise babalarının teolojik yorumu ile şekillenen imgeler, mecazlarla dolu bir görsel evren yarattı. Hamburg Üniversitesi’nde Sanat Tarihi profesörü olan Bruno Reudenbach, bu değerli çalışmasında, sanat tarihinin bu çarpıcı dönemini hem biçimsel hem de düşünsel yönleriyle ele alıyor. Sanatçıları ve hamileri tanıtarak, dört yüzyıl boyunca sanatın üretildiği bağlamları açıklığa kavuşturuyor ve kitap resimlerinden mimariye, ikonografiden politik temsile uzanan geniş bir yelpazede ortaçağ sanatının izini sürüyor. |