“Bulgakov’un piyeslerinden birinin kaldırılmasıyla ilgili bu söylenenler de nedir? Ne yazık, o kabiliyetli bir yazar.”
Josef Stalin
Mihail Bulgakov, 1891-1940 yılları arasında yaşadı. Çarlık Rusyası’nın çöküşüne ve Sovyetler Birliği’nin kurulup gelişmesine tanıklık etti, Lenin’i ve Stalin’i tanıdı. Yaşamı boyunca hep muhayyilesini konuşturabileceği özgür atmosferi arzuladı. Kavgadan uzak durmaya çalıştıysa da yaşadığı devrin toplumsal ve siyasal olayları onu hep kıskıvrak yakaladı. Kırk dokuz yıllık ömründe darası alınmaz acılar ve hayal kırıklıkları yaşadı.
En bilinen eseri Usta ile Margarita’yı 1930’lu yılların baskıcı atmosferinde müthiş bir gizlilik içinde yazdı, çünkü o tarihlerde Rusya’da pek çok sanatçının başına geldiği gibi tutuklanmaktan ve infaz edilmekten korkuyordu. Usta ile Margarita, yazarının ölümünden ancak otuz üç yıl sonra yayımlanabildi. Büyük heveslerle kaleme aldığı oyunları mütemadiyen kovuşturmaya uğradı ve fakat el altından dağıtılarak okurlarla buluşturuldu. En nihayetinde Bulgakov’un ülkeden çıkmasının önüne sürekli engel koyuldu. Öyle ki Stalin, Bulgakov’a şöyle soracaktı: “Fakat gerçekten de yurt dışına gitmek istediğiniz doğru mu? Bizden bu kadar bıktınız mı sahiden?” Her şeye rağmen ümidini yitirmedi, bizzat Stalin’e mektuplar yazarak defalarca kendisine yardımcı olmasını istedi; ne var ki umduğu yardım bir türlü gelmedi.
J. A. E. Curtis’in kaleme aldığı bu biyografinin diğer Bulgakov biyografilerinden çok önemli bir farkı var: Bu eseri yazarken bilhassa Sovyet sonrası dönemde yazılan çalışmalardan yararlanıyor. Bu da Sovyetler’in toplumsal ve siyasal atmosferine yaklaşımında Curtis’e daha geniş bir alan açıyor. Bulgakov’un kişisel yazışmalarından da bolca yararlanarak, ortaya çoğu zaman hazin ve çetin ama daima umutlu bir hikâye çıkarıyor.