Willie Thompson’ın İnsanlık Tarihinin Dönüştürücü Güçleri: İş, Cinsellik ve İktidar kitabı, tarihsel gelişim veya ilerlemenin ortaya çıkardığı –insanın yerleşik hayata geçişi, nüfus artışı ve tarımın biyolojik sonuçları; kölelik, ücretli emek gibi kurumlar; gelişen teknolojinin giderek artan yıkıcı gücü gibi– olumsuz sonuçlar ile bunların üstesinden gelme çabaları ve nihayetinde giderek büyüyen ve bugünümüzü tehdit eden çevresel felaket tehlikesi şeklinde somutlaşan çelişkileri göz önünde bulundurmaktadır. İnsan gelişiminin gidişatına dair sınırlı bir alanda genel bir yaklaşım ortaya koyma çabası, hiç şüphesiz ki ahmaklık derecesinde iddialı bir projedir, fakat bu kitap, insanların son derece belirsiz bir gelecekle nasıl başa çıkabileceklerine dair tartışmaya mütevazı bir katkı sağlama umudu taşımaktadır.
Thompsın’ın on binlerce, hatta yüz binlerce yıllık insanın dünya serüvenine dair bu kitapta bize sunduğu anlatısının ana hatlarını çizecek olursak; Birinci Bölüm Homo sapiens’in, yani insanın evrendeki ve kendi gezegeninin biyosferindeki yeriyle –ve biyolojisinin o kendine has özelliğiyle, yani insanı insan yapan bilinçle– ilgileniyor. İkinci Bölüm, insan gelişiminin ilk birkaç binyılını, farklı insan türlerini, göçlerini, teknolojilerini ve yaşam tarzlarına dair bilinebilecekleri ortaya koyuyor. Üçüncü Bölüm, günümüzden yaklaşık 10.000 yıl öncesine rastlayan ilk tarımsal dönüşümü, nedenlerini, sonuçlarını ve devam eden mirasını tartışıyor. Dördüncü Bölüm, insan hayatının tüm zaman ve mekânlardaki temel gerçekliği olan cinsellik, üreme ve akrabalığı ele alıyor. Beşinci Bölüm, diğer iki temel gerçekliğin, tahakküm ve hiyerarşinin ortaya çıkışına, iktisadi ve toplumsal sömürü bağlamlarına odaklanıyor. Sömürü ve şiddetle ilgili olan Altıncı Bölüm, tahakküm ve hiyerarşi pratiklerini inceliyor. Yedinci ve Onuncu Bölümler arasında, insan varoluşunun doğasına içkin olan toplumsal pratiğin –ahlak, din ve kimlik– boyutları ele alınıyor. On Birinci Bölüm, ikinci büyük sosyo-teknolojik dönüşümün nedenleriyle ilgileniyor ve bunu yaparken Avrupa iktidarının Amerikalar, Avrasya, Sahraaltı Afrika ve Avustralasya’yı işgalinden önceki yüzyıllara yoğunlaşıyor. On İkinci ve On Üçüncü Bölümler, Avrupa tarafından dayatılan küreselleşme ve “Sanayi Devrimi” şeklinde zuhur eden dönüşümle ilgileniyor. On Dördüncü Bölüm genel itibariyle tarihteki fırsat maliyetleri ve istenmeyen sonuçları ele alıyor. On Beşinci ve On Altıncı Bölüm, tarihsel gelişimi karakterize eden tahakküm ve sömürü yapılarını yıkmak için tarih boyunca gerçekleşmiş, en yakın ve küresel nitelikteki sosyalizmin de dâhil olduğu girişimleri tartışıyor. Son olarak On Yedinci Bölüm, insanların küresel çevre içindeki önemi, tarihlerinin temel özellikleri ve geleceğe dair beklentileri konusundaki temel görüşleri özetliyor.