Hunlar kimdir? Gerçekten de birçok Antik Çağ kaynağının bahsettiği gibi “medeniyetten yoksun”, “barbar” ve Roma İmparatorluğu’nun bir antitezi olarak hareket eden yığınlar mıydı? Yoksa göçebe yaşam tarzlarıyla büyük imparatorlukların çeperine yerleşerek kültür bölgelerini tehdit eden “haydutlar” mıydı? Başta Attila olmak üzere birçok Hun hükümdarı, yerleşik kültür havzalarının kenarlarına yerleşip bu kültürlerle yoğun ve karmaşık ilişkiler geliştirmişlerdir. “Hun” ismi, Uzak Doğu’dan Batı Avrupa’ya kadar oldukça geniş bir coğrafyada, Hun olsun ya da olmasın, birçok atlı göçebe halk tarafından kullanılmış ya da bu halklar “Hun” olarak görülmüştür. Böylelikle “Hun” isminin etkisi, 20. yüzyıla değin devam etmiş, öyle ki I. ve II. Dünya Savaşlarında savaşın tüm acımasızlığının bir sembolü olarak taraflarca bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Timo Stickler, Hun tarihini basit bir “barbar-medeni” çatışmasına indirgemeden, Roma İmparatorluğu ve göçebe komşuları arasındaki karmaşık ilişkiler ağını, dönemin önemli kaynaklarından faydalanarak okuyucunun dikkatine sunuyor. |