Tarihte hiçbir şeyin tesadüfen gerçekleşmediği, hiçbir şeyin ilk bakışta göründüğü gibi olmadığı, olan her şeyin de perde arkasında bir şeyleri maniple eden kötü niyetli insan gruplarının çevirdiği gizli entrikaların sonucu olduğu fikri tarihin kendisi kadar eskidir. Fakat pek çok insan komplo teorilerinin yirmi birinci yüzyılda daha da popülerlik ve yaygınlık kazandığına, internetin ve sosyal medyanın yükselişinden güç aldığına, gazete editörleri ve kitap yayıncıları gibi geleneksel kanaat bekçilerinin eski önemlerini kaybetmesiyle bir şeyler öğrenmek isteyen insanlar nezdinde komplo teorisyenlerinin etkinlik kazandıklarına, neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkındaki –çarpık “alternatif gerçek” kavramında ifadesini bulan– belirsizlik tarafından teşvik edildiğine inanıyor. Bu kitap, Hitler ve Nazilerle ilgili çokça tartışılan beş iddiayı ele alıyor: Yahudilerin Siyon Liderlerinin Protokolleri’nde özetlendiği gibi medeniyeti baltalamak için komplo kurmaları; Alman ordusunun 1918’de sosyalistler ve Yahudiler tarafından “arkadan bıçaklanması”; Nazilerin iktidarı ele geçirmek için Reichstag’ı yakması; Rudolf Hess’in 1941'de İngiltere'ye uçuşunun Hitler tarafından onaylanması ve beraberinde barış önerileri taşıması; ve Hitler’in 1945’te sığınaktan çıkıp Güney Amerika’ya kaçması! Yakın dönem Alman tarihi üzerine çok sayıda kitabı bulunan Evans, hakikat sonrası [post-truth] çağı için hayati önem taşıyan bu tarih kitabında, Adolf Hitler ve Nazileri çevreleyen komplo teorilerini bütün ayrıntılarıyla ele almasının yanında diğer komplo teorilerinin de bazı şaşırtıcı ortak özelliklerini ve komplo teorisyenlerinin düşünme biçimini de okurlarıyla paylaşıyor.