Dostoyevski bir seferinde, kendi karakterini daha iyi kavrayabilmek niyetiyle, doktor ve amatör frenolojist arkadaşı Stepan Yanovski’den kafatasını incelemesini istemişti. Yanovski, yazarın kafa kemiklerinin şeklinde ve “dudaklarını sımsıkı birbirine bastırdığı imgesi”nde Sokrates’le dikkat çekici bir benzerlik yakalamıştı; ikisinde de müşterek bir “insan ruhu”nu anlama yetisini yansıtıyordu bunlar. Sokrates’te olduğu gibi, Dostoyevski’nin daimon’unun zihinsel yetkinliği ile bu zihnin göze kimi zaman nahoş gelen ve nahoşluğuyla içinde saklı yüz kızartıcı sırlara işaret eden dış kabuğu arasındaki uyuşmazlık, çağdaşı gözlemcileri de sık sık rahatsız ediyordu. Sigmund Freud, Dostoyevski’nin birbirinden ayrı dört yüzü olduğundan bahseder: “yaratıcı sanatçı, nevrotik, ahlakçı ve günahkâr.”
Dostoyevski’nin merak uyandıran yaratıcı personasıyla sıkıntılı insan kisvesi arasındaki ayrılık entelektüel, tinsel ve hattâ erotik bir ayartı olmaya günümüzde de devam ediyor. Dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri olan Fyodor M. Dostoyevski’nin “tutkulu okurları”, onun güçlüklerle ve muammalarla dolu eserlerine eserlerine nüfuz edebilmek için yazarın her bir fotoğrafını, portresini, ölümünden sonra yapılan tasvirlerini ve ondan geriye kalan her şeyi büyük bir merakla ve ilgiyle inceliyorlar. Öğrencileri ve meslektaşları tarafından “efsanevi bir eğitmen ve akıl hocası” olarak anılan Şikago Üniversitesi Slav Dilleri ve Edebiyatı Bölümü profesörlerinden Robert Bird’ün kaleme aldığı bu Dostoyevski biyografisi, büyük yazarın âdeta bir “ıstırap denizi”ni andıran hayatının en ince ayrıntılarını eserlerinin ve yarattığı karakterlerin ışığında okuyuculara sunuyor.