Zamanımızın merkezî entelektüel ve kültürel figürlerinden Franz Kafka, ölümünden seksen yıl sonra eserleri ve yaşamıyla hem okurları hem yazarları büyülemeye devam ediyor. Yaşadığı dönem, bir anlamda, zihinlerimizde her zaman Kafkaesk olarak kalacak. Bu kısa ve anlaşılır biyografi, Kafka’nın hayatı ile eserleri arasındaki ilişkiyi incelerken yazarın kültürü ve kendi bedenine dair anlayışına da vurguda bulunan, eleştirel bir bakış sunuyor.
Kafka’nın hayatı, hem kendisi hem de yarattığı dünya için kimlik arayışının bir parçası olduğunu göreceğiniz yazıları, mektupları ve günlükleri aracılığıyla mercek altına alınıyor. Bir Orta Avrupa Yahudisi olarak Kafka’nın Yahudiliğe dair yaygın tutum ve stereotiplere karşı tepkisine de dikkat çekiyor. Eser ayrıca, psikanalizin Kafka üzerindeki etkisi ile yayınlanmış ve yayınlanmamış eserlerinin üretim sürecini de masaya yatırıyor. Kafka’nın dünyevi deneyimleri nasıl yeniden şekillendirerek edebî metinlere uyarladığını örneklerle açıklıyor. Son bölüm ise Walter Benjamin’den Ted Hughes’a kadar, müteakip seksen yıldan malzemeler sunarak yazarın ölümünden sonra “Kafka miti”nin yaratılışına odaklanıyor.
“Kapsamlı, müthiş detaycı yorumlamaların esasında Kafka’nın kurgusal dünyasının katıksız garipliğini seyrelttiğinin yahut tamamen hiçe saydığının bilinciyle yazılmış bir biyografi.”
— Financial Times