“Geç” kelimesi etrafında şekillenen bu kavram, yaklaşan bir sona dair imgeler uyandırır: Erken dönem ve olgunluk çoktan geride kalmıştır; çöküş, zayıflık ve ufukta beliren karanlık, bir sonun yaklaştığını haber verir – günün, yaşamın ya da bir çağın sonu…
Antik Çağ Tarihi Profesörü Hartwin Brandt, bu çalışmasında Geç Antik Çağ’ı sadece tarihsel bir geçiş dönemi olarak değil, Avrupa'nın temel siyasi, hukuki ve kültürel yapılarını şekillendiren kurucu bir evre olarak sunuyor. Diocletianus’tan Justinianus’a uzanan süreçte imparatorluğun geçirdiği reformlar, dinî dönüşümler ve askeri mücadeleler titizlikle ele alınırken, Roma hukukunun kodifikasyonu, Hıristiyanlığın kurumsallaşması ve şehir yaşamının sürekliliği gibi başlıklar merkeze alınıyor. Antik Çağ’ın Sonu 284 ile 565 yılları arasında klasik kültürün geçirdiği dönüşümlerin aslında tam anlamıyla bir son değil, Avrupa'nın modern kimliğine giden yolun başlangıcı olduğunu da akıcı bir dille gözler önüne seriyor.