Birçok antik ve modern gözlemci için Antik Çağ, savaşın ve ordunun türlü açılardan yüksek belirleyiciliğe sahip olduğu bir dönemdir. Hatta Antik Çağ tarihçiliği yadsınamaz biçimde ve uzun bir süreç boyunca bir savaş raportörlüğü şeklinde gelişmiştir. Böylece Yunan ve Roma dünyasında kaleme alınan çoğu edebi çalışmada ve sanat eserinde ölüm ve öldürme, mücadele ve savaş ana temalar olarak kendine yer edinmiştir. Odysseus, Büyük İskender, Hannibal ve Sezar gibi savaş kahramanları ve askeri liderler Antik Dönem’in Yunan ve Roma anlatılarında bugün en çok bilinen figürleridir ve gaddar namlarını savaş alanında kazanmışlardır. Roma ve Yunan dünyasında barış hali oldukça nadir bir durumken, savaş ve ordu gündelik hayatın olağan unsurlarıdır. Bununla birlikte, Antik Dönem’de hem karada hem de denizde askeri donanım ve teknikte büyük gelişmeler yaşandığı gibi savaş stratejisi ve yönteminin geliştirilmesi üzerine de büyük bir mesai harcanmıştır. Leonhard Burckhardt Antik Çağ Askeri Tarihi kitabında; Homeros Çağı’ndan Geç Antik Dönem’e kadarki askeri tarihin en önemli yol izleri ve dönüm noktaları üzerine genel bir bakış sunuyor. Burckhardt; toplumsal zeminde her türlü faktörün birbirini karşılıklı olarak tetikleyebildiği ancak tüm toplumsal değişimlerin askeri tarih ile bağıntılı olduğunun bilincinde hareket ederek askeri tarihin yapısal ve sosyal tarihi ile stratejik ve politik yanlarına da yer verdiği eserinde; özellikle savaşın antik toplumlarda yaygınlığı ve genel tarihsel sürece etkisi sebebiyle askeri tarihin yanında çok fazla ayrıntıya girmeden din, bilim ve hatta tıp tarihi gibi Antik Dönem’in diğer önemli konularına da temas ediyor.