Nobel Ödüllü yazar Albert Camus, kariyeri boyunca halkın ve çağdaşlarının hem takdiri hem de eleştirileriyle karşılaştı. Sömürge Cezayir’de işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Camus’nün, yalnızca burjuva eğitimi ve lisedeki akran grubuyla tezat oluşturan, kültürel açıdan sınırlı ev hayatı değil, dünya çapındaki siyasi ve sosyal çalkantı sırasında Paris’te sürdürdüğü hayatı da çelişkilerle doluydu. Verdiği son röportajında, felsefi ve etik çatışma çağında bir yazar olarak mesleğini sürdürmenin zorluğundan bahsederken, “Ben kimsenin kılavuzu değilim,” diyerek tüm bu ikilemler arasında kendisini olmaya çalıştığını belirtir. Edward J. Hughes da böylesine karmaşık bir kişiliğin hayatını çözümlemeye çalışırken, her şeyden önce Camus’nün memleketi Cezayir’le ilişkisinin incelikli bir keşfini sunuyor ve büyük yazarın hem Fransız hem de dünya kamuoyundaki yansımalarını ortaya koyuyor. Hughes’ün biyografisiyle birlikte, en çok satan romanları Yabancı ve Veba'dan savaş sonrası yoğun ideolojik çatışma dünyasındaki siyasi katılımına kadar, yirminci yüzyılın en iz bırakan yazarlarından birinin yaşamına ve çalışmalarına yeni bir pencereden bakacaksınız. “Pek çok biyografi yazarının aksine, Hughes araştırmasının öznesiyle takdire şayan eleştirel mesafesini koruyor ve daha önce gözden kaçırılmış pek çok noktaya değiniyor. İyi bir araştırmanın ürünü olan bu kitap, Camus’nün hayatına ve çalışmalarına ideal bir giriş teşkil ediyor.” |